Cumartesi, Ağustos 29

KENDİ BİLDİĞİM



Küçüklüğümden beri hep kendi bildiğini yapan bir kız oldum. Hatta bunun yüzünden hep fırça yedim. Ama nedense büyüdükçe korkularım arttı. Kendi kararlarıma olan bağlılığım azalmaya başladı sanki. Halbuki ben kendim için en iyi olanı biliyor olmalıydım. Ama artık attığım her adımda birilerine danışma isteği içerisindeyim. Sanki insanlar yüzyıllardır yaşamışlar da, neyin benim için en iyisi olacağını şak diye söyleyebileceklermiş gibi… Tabi ki büyüklerimin benden fazla deneyimi vardır. Ama onlar da düşe kalka öğrenmediler mi bunları? Yani onlara danıştım ve söyledikleri yolda ilerledim diyelim, peki benim kendi isteklerim ne olacak. Yani belki kötü olacak olsa da ben o yolda ilerlemediğim için içimde kalmayacak mı yani? Bana kalırmış gibi geliyor. Mesela küçük bir çocuğa ateşi ellememesini söylersiniz ama o elleyene kadar buna bir anlam veremez. Evet, ellediği takdirde eli yanacaktır, hem de çok fazla canı acıyacaktır. Ama bir daha yapmayacaktır. O an ellemeseydi de o ateşi elbet bir gün elleyecekti. Elleyene kadar da yanından, karşısından gelip geçerek görkemli ateşe bakacaktı kocaman gözleriyle… Yani bu demek oluyor ki, insan kendi bildiğini yapmalıdır. Hımm sanırım bu da doğru değil. Belki de küçük çocuk uyarıldığı için elini ateşe direk sokmamıştır da parmağının ucunu uzatmıştır hafifçe. Elinin her yeri yanacağına parmağının ucu uf olmuştur. O zaman çevremdekilere kulak vermeliyim ama yine de kendi istediğim, arzuladığım yolda ilerlemeliyim. Çünkü kendi yaşadıklarından, başarısızlıklarından, korkularından, beceremediklerinden çıkarılmış dersler onlara ait nede olsa… Tamamen onların benliklerinde yeşerdiler. Benim hayatım onların bahçesi değil ki. Benim havam, suyum, toprağım hatta tezeğim bambaşka. Bende yeşerecek çiçekler de bambaşka olacak elbette, tohumları aynı bile olsa... Tabi tohumdan tohuma değişiyor büyütme şekli. En azından bu konuda diğerlerine danışılabilir. Nasıl büyütmüşler ya da nasıl büyütememişler diye. Ne de olsa yapabilmek kadar yapamamak da fikir verir insana.
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumda çıkardığım ise çevremdekilerin fikirlerini almalıyım. Elbet bir şeyleri deneyim etmiş ve fikir sahibi olmuşlardır. Ama onların fikirlerini alırken hangi şartlar altında, nasıl bir yol izlediklerini ve neler yaşadıklarını da sormak ve onların korkularını benimsememek şartıyla. Daha sonra da hepsini bir araya getirip düşünüp ona göre bir karara varmalıyım ve sanırım içimde kalacağına inandığım bir şeyler varsa bunları göz ardı etmemeliyim. Aslında hayat korkularımızla gölge edemeyeceğimiz kadar çok fırsatı ve güzellikleri barındırıyor. Ayrıca unutmamalı ki insan denen muhteşem yaratığın yapamayacağı bir şey yok…