Perşembe, Mayıs 5

insan olmak


Nefesim sıklaşıyor, nabzım hızlanıyor, düşünceler ışık hızında beynimde bir o yana bir bu yana çarpıyor. Korku zift gibi yapışıyor iliklerime. Isıtıyor sıcaklığıyla. Tek başıma hissetmiyorum soğuğu böylece. Alışıyorum sonra. Yakacaksam canımı ben yakıyorum, başkası dokunamıyor. Kaplıyorum göğsümü delinmez bir zırhla. Sonra da kollarımı birbirine bağlıyorum, gardımı alıyorum işte. Tekim, derdim benimle, kimseyle değil. Olmasın da diyorum. Niye kendini tekrardan can sıkıntıları, kalp kırıklıkları, bunalımlar içine atacaksın ki diyorum kendime. İyidir böyle, kimseyi içeri almayı aklından bile geçirme! En fazla bir süre sonra nasır tutar kalbin. Alışırsın acının varlığına, hayatın, insanların yoruculuğuna, zalimliğine. Sonra yalan da söylersin rahat rahat en büyüklerinden, kolayca. Öyle ben de yalan söylüyorum dediğin dandik, küçük pembe bile olmayanları demiyorum. En harbisinden, en yalanından olanlardan… Böyle böyle mutasyona uğrarsın işte. Kötü değil, yaşamak için. Zalim, zorba, yalan, dolan, haksız, ahlaksız dünyada… Zor değil, sık dişini. Bir gün sende yaşamaya başlayacaksın diğerleri gibi, insan olacaksın.